İşte ya..

Insanız hepimiz

Doğamızda var sevmek

Bir deli fırtınayla savrulup gitmek

Sahi, savrulanlar nereye gider?

Hangi boşlukta kaybolurlar

Peki kalplerindeki fırtına diner mi?

Tabi ya, kırılan kalp onarılmazdı.

Fırtınaların yerini yeller almış artık.

Boş soğuk sokaklara dönmüş kalbimiz

Lambaları yanmayan ürkütücü sokaklara

Sevmek içini ısıtır insanın

Sevilmek varya yakar kavurur bazen

Bir gökdelenin tepesine uçarak çıkmak gibidir

Ama inişini hesap edemezsin uçarken

Sevmek güzel de ya sevgisiz kalmak?

O gökdelenin tepesinde uçarken kendini birden soğuk taşların üstünde yatarken bulmak..

Kanadını kırarlarsa tabi düşersin yere

Al iştee..

Kırılan kanat nasıl onarılır bilinmez ki

Döktüğün göz yaşların bir işe yaramaz,

Yaktığın fotoğraflar, sildiğin konuşmalar,

Peki ya kestirdiğin o güzelim saçların

Geri getirdi mi kanatlarını

Yeniden kavuşabildin mi gökyüzüne?

Sahi, belime kadar uzanan saçlarım bile kırılabiliyorken

Kalbimin de kırılacağını nasıl hesap edememişti?

Hiçbir şey söylemeden bırakıp gitmek terketmekti demi..

Geride kopmuş 2 kanat ve parçalarını toplayıp yapıştırmaya çalıştığım bir kalp..

Kalbimi bulana kadar yerine bir boşluk koydum.

Kelebeklerim kayboldu.. Sanırım öldüler.

Göz pınarlarımda kuraklık var artık.

Sanırım akacak yaş kalmadı..

Ama gözlerim var.. Onlar güzel bakarlar.


Eğer sen de uçmak istiyorsan at kendini gözlerimden...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar